Kolon Kanseri Belirti Vermeden İlerleyebilir, Erken Teşhisle Sıhhatinizi Koruyun
Kolorektal kanserler, kalın bağırsak yahut rektumda gelişen ve dünyada en sık görülen kanser cinslerinden biridir. Erken teşhis ve tedavi ile büyük ölçüde tedavi edilebilen bu hastalık, çoklukla belirti vermediği için erken evrelerde fark edilmesi sıkıntı olabilir. Fakat günümüzdeki gelişmiş teşhis ve tedavi sistemleri sayesinde kolon kanseri hakkında şuurlu olmak, erken teşhis koymak ve tedavi sürecini muvaffakiyetle yönetmek mümkündür.
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. A. Kerim Oyman, kolon kanseri tarama, teşhis ve tedavi usulleri hakkında değerli bilgiler paylaştı. “Kolorektal kanser, tarama programları ile erken teşhis edilebilen kanser tiplerinden biridir. Şimdi kansere dönüşmemiş poliplerin yahut erken devir lokalize kanserlerin tespit edilerek tedavi edilmesi mümkündür” dedi.
Kolon Kanserinde Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Doç. Dr. A. Kerim Oyman, standart risk kümesindeki 50-70 yaş aralığındaki bireyler için tarama tekliflerini şu formda açıkladı: “İki yılda bir gaitada saklı kan testi ve on yılda bir kolonoskopi yapılması önerilmektedir. Son iki gaitada kapalı kan testi negatif olan 70 yaşındaki bireylerde tarama sonlandırılmaktadır.”
Kolon Kanserinin Teşhis Süreci
Kolon kanseri teşhisinin birkaç basamakta konulduğunu belirten Doç. Dr. A. Kerim Oyman, “İlk olarak gaitada zımnî kan testi uygulanarak dışkıda kan olup olmadığı denetim edilir. Kanserin erken evrelerinde dışkıda kan bulunabilse de bu testin tek başına kesin teşhis koymada yetersiz olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.
Tanı sürecinde rektal muayenenin değerine de değinen Doç. Dr. Oyman, “Doktorun parmakla rektum bölgesini muayene ederek kuşkulu kitleleri tespit etmesini sağlayan bu sistem, bilhassa rektum kanseri açısından büyük kıymet taşımaktadır” sözlerini kullandı.
Kolonoskopinin de kolon kanserinin tespitinde kritik bir formül olduğunu belirterek, “Kolonoskopi, ışıklı bir endoskopi aleti kullanılarak kalın bağırsağın iç yüzeyinin incelenmesini sağlar. Kuşkulu dokular alınarak biyopsi yapılır ve kanser hücrelerinin varlığı ile tipi belirlenir. Biyopsi, kanserin evresi ve tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde kritik bir rol oynar” dedi.
Kolonoskopi uygulanamayan hastalarda sanal kolonoskopi metodunun tercih edildiğinin altını çizen Doç. Dr. Oyman, “Bilgisayarlı tomografi eşliğinde yapılan sanal kolonoskopi prosedürü ile bağırsaktaki kitleleri tespit etmek mümkündür” formunda konuştu.
Kolon Kanseri Tedavi Yöntemleri
Kolon kanseri tedavisinin hastalığın evresine, tümörün yerleşim yerine ve hastanın genel sıhhat durumuna bağlı olarak değiştiğini belirten Doç. Dr. A. Kerim Oyman, en yaygın tedavi usulleri ortasında cerrahi müdahale, kemoterapi ve immünoterapinin yer aldığını tabir etti.
“Cerrahi müdahale, erken evre kolon kanserlerinde tümörün ve etrafındaki dokuların alınmasını içerirken, ileri evre hadiselerde tümörlü bölgenin çıkarılması ve sağlıklı dokunun birleştirilmesi gerekmektedir” diyerek, cerrahinin kolon kanserinde kıymetli bir tedavi sistemi olduğunu vurguladı.
Kemoterapinin kanser hücrelerini yok etmek için kullanılan bir ilaç tedavisi olduğunu belirten Doç. Dr. Oyman, “Ameliyat sonrası kanserin nüks etmesini önlemek, ilerlemesini yavaşlatmak yahut tümörü küçültmek hedefiyle uygulanabilir. Maksada yönelik tedavi ise kemoterapiye dirençli ileri evre kolon kanserlerinde, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını engellemek için kullanılmaktadır” açıklamasında bulundu.
İmmünoterapi hakkında da bilgi veren Doç. Dr. Oyman, “Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerine karşı savunma düzeneğini harekete geçiren bu tedavi usulü, belli kolon kanseri çeşitlerinde tesirli olabilir ve hastalığın ilerlemesini durdurabilir” dedi.
Beslenme ve Ömür Stilinin Önemi
Kolorektal kanser gelişiminde obezite ve çok kalori alımının değerli bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Oyman, “Yapılan araştırmalar, artan beden kitle indeksinin kolon kanseri riskini bilhassa erkeklerde iki kat artırdığını göstermektedir” dedi.
Beslenmenin kolon kanseri üzerindeki tesirlerine değinen Doç. Dr. Oyman, “Kırmızı et tüketimi ve bilhassa işlenmiş etler, kolorektal kanser riskiyle ilişkilendirilmiştir. Yüksek lif içeren besinlerin tüketimi ise kolon kanseri riskini azaltabilir. Buğday kepeği, meyve ve sebzeler üzere lif açısından güçlü besinlerin gözetici tesiri olduğu düşünülmektedir. Akdeniz diyeti üzere sağlıklı beslenme alışkanlıkları da kanser riskini azaltmada tesirli olabilir” açıklamasında bulundu.
Vitamin ve minerallerin kıymetine de dikkat çekerek, “D vitamini, kalsiyum ve magnezyum eksikliklerinin kolon kanseri gelişimini artırabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle bu vitamin ve minerallerin kâfi ölçüde alınması önerilmektedir” dedi.
Kolon kanseri riskini artıran faktörler hakkında bilgi vererek, “Fiziksel hareketsizlik, yüksek alkol tüketimi, sigara kullanımı ve diyabet üzere faktörlerin de kolon kanseri riskini artırdığı bilinmektedir” sözlerini kullandı.
Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Kolon kanserinin erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkat çeken Oyman, “Bu nedenle tertipli tarama testlerinin ihmal edilmemesi büyük değer taşımaktadır. Sağlıklı hayat alışkanlıkları benimsemek, istikrarlı beslenmek ve nizamlı idman yapmak da kolon kanserinden korunmada tesirli bir yol olabilir” dedi.
Düzenli sıhhat denetimleri ve tarama testleri sayesinde, hastalıklar erken tespit edilebilir ve tedavi süreci daha başarılı hale gelir. Bu nedenle, sıhhat problemlerini evvelden fark edebilmek ve tedaviye erken başlamak için nizamlı denetimlerin ihmal edilmemesi büyük ehemmiyet taşır. Unutmayın, erken teşhis hayat kurtarır!
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı