Son yıllarda sıhhatsiz ömür alışkanlıklarının da tesiriyle dünya genelinde görülme sıklığı süratle artan kalp hastalıkları vefat nedenleri ortasında birinci sırada yer alıyor. Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan “Günümüzde aşırı tuz, şeker, doymuş yağ ve trans içeriği yüksek olan işlenmiş besinlerin tüketilmesi, hareketsiz hayat biçimi, sigara ve gerilim derken kalp ve damar hastalıklarının yol açtığı şikayetlerle kardiyoloji polikliniğine başvuran hastaların sayısı süratle artmaktadır. Bu hastalar en sık göğüs ağrısı, nefes darlığı ve çarpıntı şikayeti ile başvururlar. Erken teşhis ve tedavi kalp krizini ve hayati riski azaltmada kritik kıymet taşımaktadır” diyor. Ülkemizde kalp ve damar hastalıklarının, tüm ölümlerin yüzde 33’ünü oluşturduğunu, üstelik artık çocuk yaşlarda da sık karşılaşıldığını belirten Doç. Dr. Gürkan 14-20 Nisan Kalp Sıhhati Haftası kapsamında yaptığı açıklamada kalp sıhhati için ihmale gelmez 7 teklifte bulundu, değerli açıklamalar yaptı.
- Risk faktörlerine dikkat edin!
Ailesinde birinci derece yakınlarında kalp damar hastalığı hikayesi olanlar, diyabet ve hipertansiyon hastaları, sigara kullananlar ve çok gerilimi yönetemeyenler kalp-damar hastalıkları açısından yüksek risk taşımaktadır. Yapılan birçok çalışmaya nazaran; kanda gerek trigliserid gerekse LDL kolesterol denilen berbat kolesterolü yüksek olanlar kesinlikle kardiyolojik açıdan sistemli denetim edilmeli, hayat biçimi ve ilaç tedavisi açısından değerlendirilmelidir.
- Bu belirtileri kesinlikle önemseyin!
Göğüs ağrısı ve nefes darlığı üzere şikayetleri olanların kesinlikle gecikmeden doktora başvurması gerektiğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan “Yürüyüş esnasında olan bir göğüs ağrısı ya da nefes darlığı, kişi yürüyüşü sonlandırdığında geriler ve bazen gün içinde tekrar olmayabilir. Göğüs ağrısı geçtiğinde birçok hasta sorunun bittiğini düşünür ki hastaların en sık yanıldığı husus da budur. Bu şikayetler aslında kalp ve damar hastalıklarının çok tipik ve önemsenmesi gereken belirtileridir. Aslında sorun yeni başlamıştır ve gelmekte olan tehlikenin habercisidir” diyor. Hiçbir risk faktörü olmayan bireylerde de kalp krizi oluşabildiğini belirten Doç. Dr. Gürkan “Bu nedenle göğüste, sırtta, kollarda yahut mide bölgesinde bilhassa eforla oluşan her türlü ağrıda şahısların kalp hastalığı tanısı alma ihtimalinden korkmadan en yakın sıhhat kuruluşuna başvurmaları önemlidir” diye konuşuyor.
- Mutlaka antrenman yapın, ancak!
Düzenli antrenman kalp hastalarının olmazsa olmaları ortasındadır. Lakin idman kararı almadan evvel hastaların idmana pürüz kıymetli kalp damar meselesinin olup olmadığı tabip tarafından kanıtlanmalıdır. Önerilen antrenman ölçüsü genelde haftada 5-7 gün; günde 45-60 dk ortası olmalıdır. Katiyetle ağır bir yemek sonrası antrenman yapılmamalıdır. Ağır antrenmanlardan ve yüksek tempoda koşudan kaçınılmalı, göğüste baskı hissi, yanma, ağrı ve nefes darlığı olduğunda idman kesinlikle sonlandırılmalıdır. Bilhassa göğüs ağrısı antrenmanla yeni başlamışsa kesinlikle kardiyoloji doktorunun görüşünü ve değerlendirmesini almak gerekmektedir.
- Koroner anjiyografiden çekinmeyin!
Kalp sıhhati açısından nizamlı bir muayene ve gerekli tetkiklerin yaptırılmasının büyük ehemmiyet taşıdığını belirten Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan şöyle konuşuyor: “Maalesef çok sayıda hasta göğüs ağrısı şikayeti olmasına karşın koroner anjiyografi ile ilgili yanlış bilgiler nedeniyle süreçten çekinmekte, sürece gitmemekte ve gelişen kalp krizi nedeniyle kaybedilebilmektedir. Koroner anjiyografi çoğunlukla ağrılı olmadığı üzere, süreç lokal anestezi ile yapılmakta, çok gergin hastalara sakinleştirici de verilebilmektedir. Süreç tıbbi açıdan tüm güvenlik tedbirleri alınmış donanmlı bir laboratuvarda yapıldığı için risk yaklaşık onbinde 1 üzere çok düşük orandadır. Süreç sırasında önemli bir darlık tespit edilirse tıkalı damara balon ve stent takılır. Bazen de ameliyat ( bypass) kararı alınabilmektedir. Süreç sonrası hastalar genelde 3-6 saat içinde taburcu edilebilmektedir.”
- Sağlıklı hayat şekli benimseyin!
Özellikle son yıllarda sıhhatsiz beslenme (fast-food üslubu yiyecekler, ambalajlı besinlerin sık tüketilmesi, çok tuzlu, yağlı, şekerli besinler vb), hareketsiz (sedanter) ömür stili, sigara, alkol ve de keyif verici unsurların kullanımı, yetersiz ve kalitesiz uyku ile yönetilemeyen çok gerilimin kalp sıhhatini önemli biçimde tehdit ettiğini vurgulayan Doç. Dr. Gürkan “Genetik ve çevresel faktörlerin yanı sıra sıhhatsiz hayat alışkanlıkları da kalp sıhhatini çok önemli formda tehdit etmektedir. Bu nedenle günümüzde çocuk yaşta da kalp ve damar hastalıklarının yol açtığı şikayetlerle kardiyoloji polikliniğine başvuran hastaların sayısı süratle artmaktadır. Halbuki sağlıklı ömür usulü ile kalp sıhhatimizi güzelleştirmemiz mümkün” diyor.
- İlaçlarınızı sistemli kullanın!
Kalp sıhhati için tabibin önerdiği ilaçların kesinlikle nizamlı kullanılması gerektiğini, internetten ya da kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmaya son vermenin hayati riske neden olabildiğini vurgulayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan sözlerine şöyle devam ediyor: “Özellikle stent süreci açısından hastalara verilen kan inceltici ilaçlar birinci bir yıl içinde kesinlikle her gün sistemli olarak aksatmadan alınmalıdır. Çünkü bu ilaçlar metalik yapıdaki stentlerin üzerine trombositlerin (kan pulcukları) yapışmasını engellemektedir. Böylece yeni takılmış olan stentlerin üzerinde pıhtı oluşması engellenir ve stentin, hasebiyle kalp damarının birdenbire tıkanmasının önüne geçilmiş olunur.”
- Bu yanılgıya düşmeyin!
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan ülkemizde kalp damar hastalığı tanısı alıp koroner bypass cerrahisi geçiren ya da stent takılan hastaların çok sık düştükleri bir yanılgıya dikkat çekerek “Bazı hastalar bu operasyonları olduktan sonra büsbütün iyileştikleri yanılgısına kapılabilmekte ve denetime gitmemektedir. Hatta bir mühlet sonra ilaçlarını da kısmen ya da büsbütün bıraktıkları görülmektedir. Birçok klinik araştırmada; takılan stentlerin ya da bypass damarlarının tekrar tıkanabildiği gösterilmiştir. Lakin bunların birden fazla erken teşhis koyularak gerek ilaç gerekse de tekrar stentleme süreçleri ile tedavi edilebilmektedir. Ayrıyeten süreç yapılan damarlar dışında öbür damarlarda da sorunlar olabilmektedir. Bu nedenle kalp hastalığı tanısı almış şahısların tertipli aralıklarla poliklinik denetimine gitmeleri ve de nizamlı ilaçlarını almaları değer taşımaktadır” diyor.
xxxx Kutu Bilgisi xxxx
Kalp krizinde bu belirtilere dikkat!
Acıbadem Dr. Şinasi Can (Kadıköy) Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ufuk Gürkan, kalp krizinin birçok vakit ‘geliyorum’ dediğini belirterek, bu belirtileri şöyle anlattı: “Kalp krizinin en sık bulguları; göğüs orta kısmında baskı yanma yahut sıkışma hissidir. Bununla bir arada sırt ağrısı, mide ağrısı (reflü ile sıkça karışır) kola yayılan ağrı, alt çeneye vuran ağrılar da bu bulguların bir modülü olabilir. Kriz anının günler yahut saatlerde öncesinde genelde eforla bazen de istirahatte iken göğüste 5-10 dk süren baskı, yanma şikayetlerini hastalar hissedebilir. Bu durumda ağrının geçmiş olması riskin bittiği manasına gelmez tersine hastaya ivedilikle hastaneye ulaşma ismine bir talih vermektedir.” Çabucak 112 Acil Servise haber verilmesi gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Gürkan “Kendi başına araçla hastaneye gitmek mutlaka yanlış ve tehlikelidir” diyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı